Düşmanı Yargılamak

❝Öteki’yi mutlak kurban, kendini ise bundan azade ilan ederek hatalarını, kabahatlerini ve suçlarını kabul etmekten kaçınıp kendi kendilerine ürettikleri ve esiri oldukları kötülük nesnelerinin korkusuyla yaşam sürüp bunların tümünden şiddet yoluyla kurtulmak istiyorlar.❞

 130,00  97,50
Görüntüle
Devamını oku

Geçmişle Yüzleşme, İmkânlar ve İmkânsızlıklar

Geçmişle Yüzleşme, İmkânlar ve İmkânsızlıklar bir yandan aşina olduğumuz, bir yandan da detaylı düşünmekten kaçındığımız “geçmişle yüzleşme” meselesini ele alıyor. Bu kavram, ağır insan hakları ihlalleriyle dolu bir geçmişin gölgeleriyle hesaplaşmayı amaçlıyor ve geçmişte bozulan adaletin sağlanmasını, toplumsal dayanışmanın yeniden kurulmasını ve demokrasinin güçlendirilmesini hedefliyor.

Bu önemli hedefler, aynı derecede önemli sorulara yol açıyor: Hasarlı geçmişlerin kitlesel bilançosu içinde, sayısız faille ya da failleri onaylayanlarla, bireysel yargılamalar yoluyla nasıl baş edilebilir? Geniş çaplı katliamların olgusal gerçekliği tarihi ve/veya hukuki olarak nasıl yazılabilir? Şu ya da bu tarih ve/veya hukuk yazımı, yaşanan acıları hafifletebilir ya da olmuş olanı değiştirebilir mi? Bir toplum kolektif olarak suçlanabilir ya da aklanabilir mi? Geçmişin hayaletleri toplumsal dayanışmaya ya da yeni bir demokrasi anlayışına izin verir mi?

Geçmişle yüzleşmenin tarihi, hukuki ve siyasi boyutlarını eleştirel bir çabayla birlikte değerlendiren Cansu Muratoğlu, okuru bu zorlu soruları düşünmeye davet ediyor.

 165,00  123,75
Görüntüle
Sepete Ekle

Sözün İkiz Çocukları: Edebiyat ve Hukuk İlişkisi

Elinizde tuttuğunuz bu kitap, tükenmiş olan “Edebiyat, Hukuk ve Sair Tuhaflıklar” adlı derlemede Cemal Bâli Akal ve Yalçın Tosun’a ait olanlardan ve onlara eklenmiş altı yazıdan oluşuyor.

Edebiyat ve hukuk, “Sözün İkiz Çocukları” onlar… Aralarındaki ilişki yüzyıllar öncesinden bu yana araştırılıyor, üzerine düşünülüp eserler veriliyor. Bazen düşman kesiliyorlar birbirlerine, anlayamıyorlar. Bazense beklenmedik bir yakınlık duyuyorlar, kan çekmesi misali. Sonra geçiyor ama. Çünkü ne kadar yakın bir kaynaktan doğmuş olurlarsa olsunlar, hatta benzeyen yönlerinin altı sıklıkla çizilse de bir çekişme olduğu gerçek aralarında. Hangisi önce doğmuştur mesela, hangisinin sözü daha çok geçer, hangisi daha fazla ciddiye alınır ya da önemser ciddiye alınmayı?

Hangisi ebeveynlerinin göz bebeğidir? Hangisi kendiyle dalga geçmeyi bilir, hangisi asık suratlı hangisi meraklı gözlerle bakar dünyaya. Peki siz hangi kardeşin yanında dururdunuz, zorunda kalsaydınız?

 165,00  123,75
Görüntüle
Sepete Ekle