Devlet Fikri: Siyaset Kuramına Giriş
Devleti devlet yapan veya devleti ayakta tutan nedir? Tıpkı hukukla ilgili “nedir” sorusunda olduğu gibi, devlet hakkındaki “nedir” sorusu da, en nihayetinde buyurgan bir “olmalıdır” sonucuna varmaktan uzak duramaz. “Devlet nedir?” sorusuna verilecek salt betimsel bir cevap, cevabı kabul edenlerce devletin nasıl olması gerektiğine dair bir talimat olarak anlaşılıp insanların devlete karşı tutumlarını belirleme kapasitesine sahiptir. Bunun sonucunda güce dayalı hayli gerçekçi hatta biraz da eleştirel bir açıklama, siyaset sahnesindeki ahlaksızlığı meşrulaştırmaya aday olabilir.
d’Entréves, devleti güçle açıklamanın panzehri olarak sunulan yasallık koşulunun da esasında güçten uzaklaşmadığını, hukukun ancak güçle var olabildiğini söyleyerek siyaset felsefesi tarihinin daha erken dönemlerinden ödünç aldığı meşruiyet düşüncesini modern dünyaya uyarlamaya çalışıyor. Yazara göre devlet fikri güç, yasallık ve meşruluğu birlikte içerir. Devleti bu üç nitelikten herhangi birini göz ardı ederek açıklamaya yönelen girişimler eksik kalmaya yazgılıdır. Kitap, meşruluğun yasallığa indirgendiği ve yasallığın güçle belirlendiği bir çağda iyiden iyiye yoksullaşan devlet fikrinin hakkını vermeye çalışıyor.
Doğal Hukuk: Hukuk Felsefesine Bir Giriş
Doğal Hukuk: Hukuk Felsefesine Bir Giriş, doğal hukukun tarihine ve günümüzde de devam eden felsefi değerine dair önemli bir çalışmadır. D’Entreves, doğal hukukun gelişimine katkıda bulunan üç farklı kaynağı işaret eder: Roma hukukunun öğretileri, Hıristiyanlığın hukuka ilişkin inançları ve Aydınlanma’nın eşitlikçi ve devrimci teorileri. Yazar, bu üç önemli kaynağı doğal hukukun bir tarihini sunmak için öne çıkarmaz. Ona göre tarihsel gelişime tabi sürekli bir doğal hukuk düşüncesi yoktur; bilakis çok farklı doğal hukuklar vardır. Öyleyse bu tespitin ardından yapılması gereken, bütün bu farklılıklara rağmen gördüğü hangi işlevin doğal hukuku farklı biçimler-de de olsa sürekli hukukbilimin merkezine getirdiğidir. Son kırk yılda Anglo-Amerikan hukuk teorisinin seyrinde iz bırakmış olan Doğal Hukuk artık klasikleşmiş bir çalışma olarak kabul ediliyor. Kitap, modern hukukun ve siyasetin temel öğeleri olarak kabul edilen birçok konunun, esasen geleneksel olarak doğal hukuk başlığı altında tartışılmış olan konular olduğunu belirterek, okuru, doğal hukuk düşüncesinin hakkını vermeye çağırıyor.
Kazanmak İçin Duruşma Taktikleri
Yargılamanın özünü bir ikna çabası oluşturur. “Gerçeğe ulaşmak” ve “adaleti sağlamak” görünürdeki hedeftir fakat gerçeklik her zaman inşa edilmek zorundadır ve yargılama sırasında taraflardan yargıca, jüriden bizzat hukukun kendisine, birden fazla adalet vardır. Gerçekliğin inşa edilmek zorunda olması ve farklı adalet perspektifleri, hükmü kuracak olan kişi veya kişilerin belli bir gerçeklik ve belli bir adalet konusunda ikna edilmesini gerektirir. Zaten ikna yoksa, avukatlığa da ihtiyaç yoktur. Beğenelim ya da beğenmeyelim, insan bilgisiyle tesis edilebilecek gerçeklik ve adalet, sunumun, takdimin, iknanın, retoriğin adaletidir. Kazanmak İçin Duruşma Taktikleri bu gerçeğin kabulüyle duruşmanın mekanizmasını bir kılavuz formunda ifşa ediyor. ABD uygulaması üzerine kaleme alınan kitap, sadece ABD yargılama pratiğini merak edenleri değil, hukuk bağlamındaki ikna mekanizmasının genel ilkelerini çıkarmak isteyenleri de muhatap alıyor.