101 Soruda 15 Temmuz Yargısı

Bir siyasi iktidarın kendi ülkesinde “terminatör” gibi davranarak devletin temeli olan hukuku ve yargıyı paramparça etmesi çok sık rastlanan bir durum değildir. Hukuk ve yargı düzeni paramparça edilince, gün gelir herkes hukuksuzluk ve şiddette eşitlenerek bundan nasibini alır. Üstünlerin hukukuna göre cezasız kalan şiddet, zamanla toplumun üzerine çöker ve yaygınlaşır. Hukuksuzluk ve yaydığı şiddet ise tıpkı bir taşın suya atılması gibi, dalga dalga yayılarak toplumsal çürümeye yol açar. Türkiye’de yaşanan budur.

 165,00  123,75
Görüntüle
Sepete Ekle

Aykırı Spinoza: Gündem (deki / dışı) Çeşitlemeler

❝Spinozacılık, modernlik eleştirisinde daima bir referans noktasını temsil eder; şimdi-buradalığın güçleri olan bir kolektif özne, sevgi ve beden anlayışını Descartes’tan Hegel ve Heidegger’e kadar modern kavramını biçimlendiren özne-birey, dolayım ve aşkınsal anlayışına karşı konumlandırır.❞

 180,00  135,00
Görüntüle
Sepete Ekle

Beyaz Perdede Kirli Yargılama

❝Yargılama filmlerinin neredeyse hiç çekilmediği ülkelerde sorulması gereken ve cevapları birbirine bağlı sorular ise şunlardır: Neden böyle filmlere sinemacılar ilgi göstermez ya da gösteremez? Neden kitleler beyaz perdede şu ya da bu hukuku, onun adalet anlayışını, yargılamalar temelinde ele alan filmleri izlemeye hevesli değildir? Önce sinemacıların ve hukukçuların, sonra herkesin cevaplaması gereken sorular.❞

 200,00  150,00
Görüntüle
Sepete Ekle

Devlet Fikri: Siyaset Kuramına Giriş

Devleti devlet yapan veya devleti ayakta tutan nedir? Tıpkı hukukla ilgili “nedir” sorusunda olduğu gibi, devlet hakkındaki “nedir” sorusu da, en nihayetinde buyurgan bir “olmalıdır” sonucuna varmaktan uzak duramaz. “Devlet nedir?” sorusuna verilecek salt betimsel bir cevap, cevabı kabul edenlerce devletin nasıl olması gerektiğine dair bir talimat olarak anlaşılıp insanların devlete karşı tutumlarını belirleme kapasitesine sahiptir. Bunun sonucunda güce dayalı hayli gerçekçi hatta biraz da eleştirel bir açıklama, siyaset sahnesindeki ahlaksızlığı meşrulaştırmaya aday olabilir.

d’Entréves, devleti güçle açıklamanın panzehri olarak sunulan yasallık koşulunun da esasında güçten uzaklaşmadığını, hukukun ancak güçle var olabildiğini söyleyerek siyaset felsefesi tarihinin daha erken dönemlerinden ödünç aldığı meşruiyet düşüncesini modern dünyaya uyarlamaya çalışıyor. Yazara göre devlet fikri güç, yasallık ve meşruluğu birlikte içerir. Devleti bu üç nitelikten herhangi birini göz ardı ederek açıklamaya yönelen girişimler eksik kalmaya yazgılıdır. Kitap, meşruluğun yasallığa indirgendiği ve yasallığın güçle belirlendiği bir çağda iyiden iyiye yoksullaşan devlet fikrinin hakkını vermeye çalışıyor.

 265,00  198,75
Görüntüle
Sepete Ekle

Doğa ve Evrim

Biyolojik evrim ya da kısaca adlandırıldığı şekliyle evrim, yeryüzündeki canlıların belli mekanizmalar dâhilinde değişip dönüşmeleri olgusunu ifade eder. Bu içeriğiyle evrim, bir kuram değil bir olgudur. Bu olgu tarihin çok erken dönemlerinden bu yana farklı düşünürler tarafından gözlemlenmiş, anlamlandırılmaya çalışılmıştır. Evrim olgusunu yönlendiren başlıca mekanizmalardan birisi olan doğal seçilimin Charles Darwin tarafından ortaya konulması, bu düşünsel hattın önemli aşamalarından biridir. Ancak evrimi anlama ve anlamlandırma yolundaki çaba orada başlamaz, çok daha gerilere uzanır. Bu derleme Anaksimandros ve Epikuros’tan başlayan, El Câhız ve İbn Tufeyl’den geçen, Machiavelli, Humboldt ve Nietzsche’ye uğrayan, Subhi Edhem’i ve W.D. Hamilton’u kapsayarak Peter Singer’a uzanan bir çizgide, evrim düşüncesine yapılmış katkılardan bir seçki sunuyor.

 275,00  206,25
Görüntüle
Sepete Ekle

Doğal Hukuk: Hukuk Felsefesine Bir Giriş

Doğal Hukuk: Hukuk Felsefesine Bir Giriş, doğal hukukun tarihine ve günümüzde de devam eden felsefi değerine dair önemli bir çalışmadır. D’Entreves, doğal hukukun gelişimine katkıda bulunan üç farklı kaynağı işaret eder: Roma hukukunun öğretileri, Hıristiyanlığın hukuka ilişkin inançları ve Aydınlanma’nın eşitlikçi ve devrimci teorileri. Yazar, bu üç önemli kaynağı doğal hukukun bir tarihini sunmak için öne çıkarmaz. Ona göre tarihsel gelişime tabi sürekli bir doğal hukuk düşüncesi yoktur; bilakis çok farklı doğal hukuklar vardır. Öyleyse bu tespitin ardından yapılması gereken, bütün bu farklılıklara rağmen gördüğü hangi işlevin doğal hukuku farklı biçimler-de de olsa sürekli hukukbilimin merkezine getirdiğidir. Son kırk yılda Anglo-Amerikan hukuk teorisinin seyrinde iz bırakmış olan Doğal Hukuk artık klasikleşmiş bir çalışma olarak kabul ediliyor. Kitap, modern hukukun ve siyasetin temel öğeleri olarak kabul edilen birçok konunun, esasen geleneksel olarak doğal hukuk başlığı altında tartışılmış olan konular olduğunu belirterek, okuru, doğal hukuk düşüncesinin hakkını vermeye çağırıyor.

 180,00  135,00
Görüntüle
Sepete Ekle

Doğal Hukukçu Hukukbilim

Doğal Hukukçu Hukukbilim, hukuk felsefesi alanındaki en önemli tartışma alanlarından biri olan doğal hukuk düşüncesine dair bir giriş niteliğinde. Kitap, doğal hukuk düşüncesini ve ahlak felsefesini çevreleyen temel meseleler hakkında son derece aydınlatıcı bir izahat sunuyor. Disiplinler arası yaklaşımlarıyla dikkat çeken ve uluslararası tanınırlığa sahip yazarlar, doğal hukukçu düşüncenin tarihini betimlemek yerine, belli bir doğal hukuk okuması sunuyorlar. Kitapta, yirminci yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan “yeni” doğal hukuk teorisinin en büyük isimlerinden bazılarının, mesela bizzat editörler yanında John Finnis ve Robert Alexy’nin kendi doğal hukuk yorum ve yaklaşımlarını bulmak mümkün. Türkçede çokça tartışılmasına rağmen ilgili orijinal metinlerin azlığı dikkate alındığında, Doğal Hukukçu Hukukbilim’in alanın uzmanlarınca yapılan bu çevirisinin İngilizce konuşulan dünyadaki güncel doğal hukuk tartışmalarının önemli bir hattını Türkçe literatüre taşıyarak önemli bir görevi yerine getirdiği söylenebilir.

 300,00  225,00
Görüntüle
Sepete Ekle

Düşman Ceza Hukuku: Egemenlik, Persona, Haydutluk

Sosyal-siyasal bütünlüğün bir parçası olmak ya da olmamak Antikite’den bu yana belli başlı kavramların bu konumlara ve statülere atfedilmesiyle ifade buluyor. Grek toplumunun düşük değerli “insansoyu”nu (anthropos) polis düzenine katıp katmama dilemması ile Roma’da hiçbir yasa ile korunmayan yabanıl hayatın medeniyetçe kavranması meseleleri, aradan geçen binyıllara rağmen modernliğin de temel açmazı olarak güncelliğini koruyor. Politik söylemler ve politik eylemler için oluşturulmuş kamusal uzamın hepimizi eşit kılan ortamından mahrum kaldığımız, kendi hesabına bireyler olarak kabul edildiğimiz ama kendinde insan varlığı olarak kabul edilmediğimiz bir toplumdaki görünme biçimimizin, yani farklılıkların, kutsal bütünlüğü bozanların feda edilmesinin tarihi, talihsiz bir uygarlık tarihidir de aynı zamanda: Antik dünden Post-Westphalian bugüne dek.

 200,00  150,00
Görüntüle
Sepete Ekle

Düşmanı Yargılamak

❝Öteki’yi mutlak kurban, kendini ise bundan azade ilan ederek hatalarını, kabahatlerini ve suçlarını kabul etmekten kaçınıp kendi kendilerine ürettikleri ve esiri oldukları kötülük nesnelerinin korkusuyla yaşam sürüp bunların tümünden şiddet yoluyla kurtulmak istiyorlar.❞

 130,00  97,50
Görüntüle
Devamını oku

Film Gibi Hukuk

❝Türkiye sinemasında yargılama filmlerinin neredeyse yokluğunun en önemli nedeni, hukukun, devlet eliyle toplum kuruculuğu ve toplumdan ayrı düşünülememesi, gündelik yaşamda istisnai bir hal olmayıp tüm yaşamın göbeğinde yer alması, insanın başına bir şey gelmediği sürece uzak durulan değil, her alanda ve anlamda uzak durulamayacak kadar yaşamsal olması gibi konularda yurttaşların bilgisizliği ve ilgisizliği nedeniyle sinemacıların bu alandan uzak durmuş olması olabilir.❞

 180,00  135,00
Görüntüle
Sepete Ekle